Doğal yaşam diye bir şey hala var mı? Doğal olana ve doğallığa dair bir kırıntı kaldı mı yüreğimizde? Yoksa bir bir yitirdik mi samimiyetimizi, doğallığımızı? Yaşadığımız çevrenin doğadan koparılması ve apartmanların, yolların, köprülerin, binaların, egzoz dumanlarının doğal yaşam alanlarımızı yok etmesi, karakterlerimizin de doğallıktan uzaklaşmasına neden olabilir mi? Bu düşünceme ne kadar katılırsınız bilemiyorum ama bence yaşadığımız çevre doğal ortamından uzaklaştıkça bizler de doğallığımızdan uzaklaşıyor, samimiyetimizi yitiriyoruz. Olaylar ve çevremizdeki kişiler hakkında gereğinden fazla yorum ve değerlendirmede bulunuyor ve tahammülsüz oluyoruz.
Neden? Çünkü kalabalıklaşan şehirler gibi düşüncelerimiz de kalabalıklaşıyor. Her an ayrı bir olayla, ayrı bir insanla gerekli veya gereksiz bir sebeple muhatap olmak zorunda kalarak, zihnimizi tamamen bu olaylar ve insanlarla meşgul ediyoruz. Düşünsenize sakin bir kasabada ağaçlarla kaplı ve hayvanların yaşadığı kocaman bahçesi olan bir evde yaşıyorsunuz. Böyle bir ortamda gereksiz olaylarla ve gereksiz insanlarla ne kadar karşılaşabilirsiniz ki? Böyle bir ortamda ne kadar sahte ve samimiyetsiz olabilirsiniz? Zaten hep demez miyiz köylünün saflığı, köylünün doğallığı bir başkadır diye.